KOCAMAZ: “ON BİRİNCİ YARGI PAKETİNDE DE BAĞIMSIZ YARGI KONUSUNDAKİ DÜZENLEMELERE YER VERİLMEMİŞTİR”
İyi Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, 247 sıra sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 12'nci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına mecliste konuştu.
MERSİN MİLLETVEKİLİ KOCAMAZ: “ON BİRİNCİ YARGI PAKETİNDE DE BAĞIMSIZ YARGI KONUSUNDAKİ DÜZENLEMELERE YER VERİLMEMİŞTİR”
İyi Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, 247 sıra sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 12'nci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına mecliste konuştu.
Milletvekili Burhanettin Kocamaz yaptığı meclis konuşmasında şunları söyledi:
“Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 247 sıra sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 12'nci maddesi üzerine İYİ Parti Grubumuz adına söz aldım. Yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
On birinci yargı paketinde de daha önceki yargı paketlerinde olduğu gibi bağımsız yargı konusundaki düzenlemelere yer verilmemiştir. Ülkemiz hukukun üstünlüğü konusunda 129 ülke arasında ne yazık ki 118'inci sıraya kadar gerilemiş, bu sıralamada Nijerya ve Uganda gibi ülkeler arasında kalmıştır. Ülkemizde yargı bağımsızlığı için Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları mahkemesi kararlarına uyulması, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun yürütmeden bağımsız bir yapıya kavuşması, yargı süreçlerinin siyasi saiklerden arındırılması, savunma makamının ve baroların baskı altında bırakılmaması, tutuklamanın istisna olmaktan çıkarılıp fiilî cezaya dönüştürülmemesi gerekiyor. Adil yargılanma hakkının temel unsurlarından biri davaların makul sürede sonuçlandırılmasıdır. Ülkemizde yargılamaların yıllarca sürmesi milyonlarca vatandaşımız açısından başlı başına bir adalet sorunu hâline gelmiştir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi kararları bağlayıcı ve kesin kararlar olmasına rağmen zaman zaman bazı yerel mahkemeler Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımamaktadır.
Değerli milletvekilleri, teklifin 12'nci maddesiyle Türk Ceza Kanunu'nun 158'inci maddesi kapsamında yer alan dolandırıcılık suçunun yargılamasının ağır ceza mahkemelerinden alınarak asliye ceza mahkemesine verilmesi istenmektedir. Ülkemizde bilişim suçlarına her geçen gün yenileri eklenmektedir. Ülkemizde adliyelerdeki bilişim suretiyle dolandırıcılık dosyası sayısı toplam 191.379'a yükselmiştir. Bu dosyaların çok büyük bir kısmında yargılanan kişiler suçun asli faili değildir. Banka hesabı veya IBAN'ı kullanılan çoğu genç öğrenci ya da 18-30 yaş arasındaki dar gelirli vatandaşlardan oluşmaktadır. Gençler, herhangi bir suç kastı ve haksız menfaat amacı olmaksızın sırf hesap hareketleri gerekçe gösterilerek nitelikli dolandırıcılık suçundan ağır cezalara maruz kalmaktadır. Türk Ceza Kanunu'nun 158'inci maddesi kapsamında özellikle IBAN ve banka hesabı kullanımı üzerinden ortaya çıkan dolandırıcılık artık bireysel mağduriyetlerin çok ötesine geçmiş binlerce aileyi etkileyen ciddi bir toplumsal soruna dönüşmüştür. Türk Ceza Kanunu'nun 158'inci maddesi kapsamına giren suçlarda gerçek suçlu ile suçsuz olanlar savcılık araştırmasıyla birbirinden titizlikle ayırt edilmelidir. IBAN'ını menfaat sağlamak amacıyla 10-15 kez kullandıranlar ve bu yolla, kaçakçılık, uyuşturucu ve yasa dışı bahis gibi kara paraları aklayanlar birbirinden ayrılmalıdır. Yalnızca hesabını kullandırdığı için herhangi bir dolandırıcılık kastı bulunmayan kişilerin gerçek faillerle aynı cezaya maruz bırakılması büyük bir adaletsizliktir. Kasti olmayan, haksız bir menfaat elde etmeyen kişilerle suçu işleyen gerçek faillerin aynı şekilde cezalandırılması kabul edilemez. Bu nedenle, kast ve fail ayrımını net biçimde ortaya koyan, orantılılığı sağlayan bir düzenleme yapılması zorunludur. Bu önerimiz, Komisyonda dile getirilmişse de iktidar tarafından bir adım atılmamış, teklifteki bu eksikliğin giderilmesine yönelik herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Bu dolandırıcılık yönteminde kastın ispatı ciddi bir uygulama sorununa dönüşmüştür. Birçok dosyada mağdurun zararı giderilmiş olmasına rağmen yargılamalar sürmektedir. Asıl failler çoğu zaman tespit edilemezken tüm cezai sorumluluk, paravan olarak kullanılan kişilere yüklenmekte, bu durum hem adalet duygusunu zedelemekte hem de yargının iş yükünü artırmaktadır. IBAN mağdurları, Türk Ceza Kanunu'nun 158'inci maddesi kapsamında yer alan hesap numarası suçlarının uzlaşma kapsamına alınmasını talep ederek zararı giderilmiş, mağduru kalmamış dosyalar bakımından düşme veya yaptırımın ortadan kaldırılmasına imkân tanınmasını istemektedir. Böylece, suç kastı bulunmayan, IBAN'ını kullandıran mağdurların, ölçüsüz cezalarla hayattan koparılmasının önüne geçilmiş olacaktır diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.”

