ARATOS FELSEFE DERGİSİNİN 131. SAYISI YAYINLANDI
Aratos dergisinin bu sayısı arkeoloji dosyası olarak yayınlandı

ARATOS FELSEFE DERGİSİNİN 131. SAYISI YAYINLANDI
Aratos dergisinin bu sayısı arkeoloji dosyası olarak yayınlandı
Tarsus’ta yayınlanan Aratos felsefe, kültür ve sanat dergisinin 131. sayısı çıktı. Emekten, yana, yurtsever, ilerici ve aydınlanmacı ilkelerle kendini tanımlayan dergi Tarsus'un tek entelektüel yayını olarak 22 yıldır, yerellikten anlayışıyla evrenselliğe yoluna devam ediyor.
Gazeteci Uğur Pişmanlık’ın yayınladığı ve adını Antik Çağ’da yaşamış Tarsuslu filozoftan Aratos alan derginin, Eylü-Ekim 2025 131. sayısının konu ve yazarları şöyle: Anadolu Arkeoloji Mirasının Korunması Tarihsel Sorumluluğumuzdur/Sunu (Uğur Pişmanlık), Çizgiyle Düşünmek/İllüstrasyon (Ercan Akyol), Anadolu’nun Güneyinde Görkemli Bir Antik Kent: Anemurium (Prof. Dr. Mehmet Tekocak), Tarsus’ta Kültürel Mirasın Korunamamasına Dair Bir Vaka Analizi: Bir Roma Hamamının Sessiz Yok Oluşu (Murat Durukan), Tarsus; Var Olmak ve Olmamak Meselesi Üzerinden Tarihi Bir Şehri Düşünmek (Hüseyin Adıbelli), Kültürel Mirastan Geleceğe (Başar Akça), Değerli Bir Emanet: Abdo Debbas Lahidi (Çeviri: Yankı Mukan), Kent Belleği: XX. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu’na Dair (Hüseyin Adıbelli), “Anadolu Uygarlıklarının Tarsus’taki İzleri Sergisi” Kent Arkeolojisi ve Belleğine Katkı
Aratos Felsefe dergisi Yayın Yönetmeni ve gazeteci-yazar Uğur Pişmanlık, derginin 131. sayısına yazdığı “Anadolu Arkeoloji Mirasının Korunması Tarihsel Sorumluluğumuzdur” başlıklı sunuş yazısında;
"Antik Tarsus’un bugün kentin altında yatmaya devam ettiğini, Tarsus’ta binlerce yıl öncesine ait yapılar dışında yakın tarihimize ait kültür mirasları da yer aldığını belirterek, “Tarsus tarihi denildiği zaman, 10 bin yıllık bir geçmişten söz etmiş oluruz. Bu binlerce yıllık zaman dilimi içinde farklı uygarlıklara denk gelen pek çok önemli, yer, olay ve kişiden söz edilebilir elbette. Ancak, bu tarihsel sürecin öne çıkan dönemi ne zamandır ve söz konusu dönemi önemli kılan nedir?
Tarihçiler, Tarsus’un en parlak dönemini Roma çağında yaşadığını belirtirler. Bunun, MÖ. 1. yüzyıl ile MS. 3. yüzyıl arasındaki dönem olduğu söylenebilir. Tarsus’u önemli yapan belli başlı tarihsel özelliklerin başında, karayolu kervan ticareti dışında, kentin sahip olduğu liman aracılığıyla deniz aşırı ticaret yapmasıdır. Roma İmparatorluğu’nun Kilikya Eyalet Başkenti olmasıdır. Bunun sağladığı otonom kent olma özelliğiyle kendi sikkelerini basma yetkisine sahip olmasıdır. Ekonomik ve sosyal yönden gelişen kentte felsefe okulları olması ve çok sayıda filozofun yetişmiş olması ki Tarsus bu yönüyle felsefenin kenti olarak anılmıştır. Öte yandan Tarsus, antik çağda olimpiyatların yapıldığı Anadolu’daki az sayıdaki kentten biri olması da son derece önemlidir.
Antik Tarsus, bugün kentin altında yatmaya devam ediyor. Tarsus’ta binlerce yıl öncesine ait yapılar dışında yakın tarihimize ait kültür mirasları da yer almaktadır.
Vali, kaymakam, belediye başkanı gibi kent yöneticileri, çoğunlukla tarihi eserlerimize turizm ya da turistik olay gibi bir sakat bakış açısına sahipler. Kaldı ki, bunu bile değerlendirebilecek bir tarih bilinci, kent bilincine sahip değiller.
Kent merkezindeki antik yol kazısı yüzüstü bırakıldı. Asklepion sağlık tapınağı kurtarılmayı bekliyor. Geleneksel Tarsus evleri iki sokaktan ibaret değil, 400’e yakın ev restore edilmelidir. Donuktaş tapınağı kazısı ve çevre kamulaştırması yılan hikâyesine döndü. Rasim Dokur fabrikasını yıktık, bir bacayı bile korumaya alamıyoruz. Zeytin pazarındaki yapı Rezervuar öyle kaldı.
Günümüze kalmış bu izleri korunması, kent tarihine ışık tutması için araştırılması tarihsel sorumluluğumuzdur.
Aratos Felsefe Dergisi olarak bu sayımızı Arkeolojiye ayırdık. Yazılarıyla katkıda bulunan tüm hocalarımıza yürekten teşekkür ediyoruz." dedi.

